>
Çizer: Emre Ulaş
>
Çizer: Emre Ulaş
İyi ki hayatıma girmişsin ve benim bir parçam olmuşsun.
Minik huysuzum sen benim herzaman biriciğim olarak kalacaksın… 18 yıldır hayatıma kattığın her güzel an için sana çok teşekkür ederim. Nefes aldığım süre boyunca da bana kattığın neşeyi ve huzuru her zaman hatırlayacağım.
Seni hiç unutmayacağım…
Ve bir gün yeniden buluşacağımıza eminim. O ana kadar hoşçakal meleğim…
Sonra çok agresif olurum, burnumdan dumanlar çıkar resmen.
http://stat.radioblogclub.com/radio.blog/skins/mini/player.swf
Haftasonum da çıtır Murat’ın söylediği gibi öfkemin maximum olduğu seviyedeydi malesef….
Temel ilkyardım eğitimiyle ilgili girdiğim sınav var ki anlatmazsam katiyyen olmaz. Önce 40 soruluk test olduk. Testi geçenler sonra uygulama sınavına girdi, sıra maketlere kalp masajı yapmaya gelince ben incecik bilekler ve bu kiloyla bir türlü beceremedim. Sanki ilkyardım değil de beyin ameliyatı yapıyormuşuz gibi bir havaya girmiş çok sevgili jüri üyelerinden biri kalp masajı öyle yapılmaz bak böyle yapılır diyip makete öyle bir abandı ki çattttttt diye maketin içindeki birkaç yayı bir güzel kırdı 😛 Allah korusun böyle birinin gerçek kalp masajı yaptığını düşünemiyorum hayata döndüreyim derken güçlü kuvvetli kaslarıyla (!!!) insanın tüm kaburgalarını tuz buz eder heralde! Neyse bir sürü denemeden, olmadı yeni baştan’lardan sonra ben pessss dedim benden bu kadar, çantamı taktım koluma çıktım salondan. Tüm sinirime rağmen yine de geçer not almışım sonradan öğrendim…
>
SOMETIMES ONE JUST HAS TO – WITH A CONSCIENCE – DO THINGS BECAUSE WE’RE HUMAN THAT AREN’T NECESSARILY GOD-LIKE. SOME THINGS ARE MORE DEVIL-LIKE. I DON’T BELIEVE IN DOING SOMETHING TO HURT. BUT I’M A FREE SPIRIT. WHERE IS THE WRONG? HOW DO I PUT A LIMIT TO FREEDOM? WHAT DOES IT MEAN, ‘SCANDAL’? FOR SOMEONE ELSE IS NOT A SCANDAL FOR ME. I CAN DO ANYTHING.
>
http://stat.radioblogclub.com/radio.blog/skins/mini/player.swf
Küçükken altıma etmeme neden olan film işte budur:
Öyle gözlerin oyulduğu bağırsakların döküldüğü kanların fışkırdığı filmlerdense böyle phsyco-thriller tarzı filmleri daha çok seviyorum ben, favorim the Sixth Sense:
Biraz Sixth Sense’i andırsa da bunu da çok beğenmiştim:
Memento’nun konusu çok enteresandı bence ve sonra çevrilen bazı filmler (Butterfly Effect gibi mesela) sık sık bunu hatırlattı bana:
Hep gerilim olmaz tabii arada bir de romantik komediler iyi gider ki bu filmi hiç bıkmadan tekrar tekrar seyredebilirim:
Balık hafızamla aklıma gelen filmler bunlardan ibaret ne yazık ki…
Hepinize güzel bir haftasonu diliyorum!
>
Burda Berrak Tüzünataç’a benzemişşş 🙂
Şarkılarına da bayılıyorum. Favorim bu:
http://stat.radioblogclub.com/radio.blog/skins/mini/player.swf
Timo Maas ile yaptığı bu parçayı da hiç bıkmadan dinleyebilirim, klibi de çok güzeldi ayrıca:
http://stat.radioblogclub.com/radio.blog/skins/mini/player.swf
Bu da son albümünden beğendiğim bir parça:
http://stat.radioblogclub.com/radio.blog/skins/mini/player.swf
>
Tam Tekirimi atlatmışken şimdi de araya yeğenlerim ve nonimden ayrılmanın üzüntüsü girdi. 3 hafta nasıl da çabuk geçti. Ben hiçbirşey anlamadım 😦 Zamanı geriye döndürmek mümkün olsaydı keşke… Düşündüm de her seferinde 1 yılda yapabileceklerimizi kısıtlı bir zamana sığdırmaya çalışıyoruz ve tabii ki bu zaman hiçbirimize yetmiyor. Küçüklüğümüzden beri hayatımızın bir kısmı havaalanlarında geçse bile insan ayrılıklara bir türlü alışamıyor işte…
Haftasonundan bir kare, minişim Derin dışında ailenin tüm hatunları bir arada…
http://stat.radioblogclub.com/radio.blog/skins/mini/player.swf
Bu arada ablamla gitmeden araya bir etkinlik daha sıkıştırıverdik ve cuma akşamı Sezen Aksu konserine gittik. Sahnede devleşen minik serçenin söylediği şarkıların çoğuna ablamla salya sümük eşlik ettik… Sezen’in söylediği tüm şarkılar sanki bana hitap ediyor gibiydi…
Geçen haftanın özeti az çok böyleydi, bu haftaya ise evet itiraf ediyorum çok keyifsiz bir şekilde başladım, içimden hiçbirşey yapmak gelmiyor, akşam eve gittiğimde kapıda Selinimi görememe ve Derinimin tombiş yanaklarını öpememe fikri beni mahfediyor :..(